Teorem:
"Dua, insanı güçlü kılan tek şey değildir; en büyük şeydir."
İspat:
A- Giriş:
Önce tümevarım yöntemini izah etmem gerekir. Tümevarım yöntemi, ardıl basamaklar sonucunda herhangi bir genel geçer kuralın, genel geçer kural olduğunu kanıtlamaktır.
Somut olarak; eğer 1'den 10'a kadar ki sayıların toplamı için ((10) (10+1))/2 =55 sonucunu veren bir kurguyu genellemek gerekiyorsa, n(n+1)/2 genel kuralının ispatlanması gerekir. Bunun için de üç adım var:
i) n=1 için kuralın doğru olduğunu göstermek,
ii) n=k için bu kuralın doğru olduğunu kabul etmek,
iii) n=k+1 için bu kuralın doğru olduğunu ispat etmek
B- İspatın Adımları;
126. Analiz: Birkaç Cümlede Şehirler ve İnsanlar/ Mekânların Ruhu -25.05.2012-
"Gece... şehirlerine baksana biraz... uykuya dalanlara... acıyor musun hiç?... dinlendirdiklerin ertesi gün, tekrar, yorgun argın sana gelecekler." Seçkin Deniz
Şehirler ve Sosyo-Psikolojik İmajlardan Parçalar:
İstanbul... her yaştan insanın daima yaşlı ve yaslı bulunduğu bir yerdir; düğününde bile ağlayanların kentidir İstanbul... İstanbulluların en beğendiğim hâli, atlattıkları badirelerden elde ettikleri deneyimlerin yüzlerine yansıdığı hâldir; pek şaşırmıyorlar ve bir de anlattığını hemen anlıyorlar... da neden matematikten bu kadar çok başarısızlar anlamak zor...
Yine İstanbullular için iyi bir kaç şey daha söylemem gerek... kötüyü gözlerinden tanıyorlar... iyi kişiyi tavsiye ediyorlar...
Ankaralılar için de sözlerim var... makine suratlılar... Kıdem, Ankaralıların can damarıdır ve herkes bir üst basamaktakini kesinlikle kıskanır... Ankara bencillik oranının zirve yaptığı kenttir...
125. Analiz: Yasemin Ayaklanmaları ve Mumya Diktatörler; Aslında Neler Oluyor? -11.02.2011-
“Kendini yakmak, Kuzey Afrika’daki gençliğin hissettiği derin acıyı yansıtıyor. Gençler durum üzerinde hiçbir kontrolleri olmadığını hissediyor ve isyan ediyor.” Pierre Vermeren, Sorbonne Üniversitesi
Kahire’nin Tahrir Meydanı’nda on sekiz gündür bekleyen mısırlılar, otuz yıllık başkanlarının -dünyanın neredeyse tüm kanallarının canlı yayınla verdiği, ancak banttan yayınlanan- konuşmasını gecenin bir yarısı (10.02.2011; 23: 20) ellerinde ayakkabılarını sallayarak dinlerlerken, televizyonların akşamdan kalan altyazılarında hâlâ ‘CIA Başkanı: Mübarek bu gece istifa edebilir’ cümlesi kayıp gidiyor; Mübarek ise, ‘yabancı diktasını asla kabul etmeyeceğini’ söylüyordu.(1)
Müslüman, Hıristiyan, Liberal, Solcu ve bilumum tüm farklı düşüncelerden binlerce mısırlı, Arap dilinin o gök gürültüsü gibi kısa ve bıçak gibi keskin haykırışlarıyla, Mumya Diktatör Hüsnü Mübarek’e "Erhal" (Git) diye bağırıyordu.
Kahire’nin Tahrir Meydanı’nda on sekiz gündür bekleyen mısırlılar, otuz yıllık başkanlarının -dünyanın neredeyse tüm kanallarının canlı yayınla verdiği, ancak banttan yayınlanan- konuşmasını gecenin bir yarısı (10.02.2011; 23: 20) ellerinde ayakkabılarını sallayarak dinlerlerken, televizyonların akşamdan kalan altyazılarında hâlâ ‘CIA Başkanı: Mübarek bu gece istifa edebilir’ cümlesi kayıp gidiyor; Mübarek ise, ‘yabancı diktasını asla kabul etmeyeceğini’ söylüyordu.(1)
Müslüman, Hıristiyan, Liberal, Solcu ve bilumum tüm farklı düşüncelerden binlerce mısırlı, Arap dilinin o gök gürültüsü gibi kısa ve bıçak gibi keskin haykırışlarıyla, Mumya Diktatör Hüsnü Mübarek’e "Erhal" (Git) diye bağırıyordu.
124. Analiz:Küresel Kur Savaşları; ABD’nin Dünya’ya Karşı Sürdürdüğü Para Savaşı ya da Geleceğin Beyaz İsviçre’si; Türkiye -16.01.2011-
-Global Currency Wars; US Monetary War Against The World or Future White Switzerland; Turkey-
Mavi gezegenimizin uzaydan çekilen fotoğrafları ve imitatif video görüntüleri, insan ve diğer canlıların fiziksel hareketleri, sözleri, davranışları ve ilişkileri ile örülmüş görünür-görünmez agresif-regresif-pasif ağların hiçbiri ile ilgili detaylar içermez. Maksimal kadrajla bakıldığında aslında her şey güzel görünür; savaş meydanlarında can alan savaşçılar bile yeterli bir yükseklikten alınan görüntülerde, tarlada çalışan işçiler ya da futbol sahasında skor yapmaya çalışan futbolcular gibi hareketli nesneleri anımsatırlar. Ancak; mavi gezegene yaklaşıldıkça detaylar kaba hatları ile belirginleşerek ilişkili oldukları sistemleri görünür hale getirirler. Görsel hız arttıkça kaba detayların görünürlükleri doğru orantılı olarak artar; kadrajı taşıyan mekanizma mavi gezegenin herhangi bir yerine konuşlandırıldığında görülebilir şeyler sınırlanır ve kadraj, daha dar alandaki detaylara odaklanır; sistemlerin diğer sistemlerle ilişkileri gözlemlenemez olur.
Mavi gezegenimizin uzaydan çekilen fotoğrafları ve imitatif video görüntüleri, insan ve diğer canlıların fiziksel hareketleri, sözleri, davranışları ve ilişkileri ile örülmüş görünür-görünmez agresif-regresif-pasif ağların hiçbiri ile ilgili detaylar içermez. Maksimal kadrajla bakıldığında aslında her şey güzel görünür; savaş meydanlarında can alan savaşçılar bile yeterli bir yükseklikten alınan görüntülerde, tarlada çalışan işçiler ya da futbol sahasında skor yapmaya çalışan futbolcular gibi hareketli nesneleri anımsatırlar. Ancak; mavi gezegene yaklaşıldıkça detaylar kaba hatları ile belirginleşerek ilişkili oldukları sistemleri görünür hale getirirler. Görsel hız arttıkça kaba detayların görünürlükleri doğru orantılı olarak artar; kadrajı taşıyan mekanizma mavi gezegenin herhangi bir yerine konuşlandırıldığında görülebilir şeyler sınırlanır ve kadraj, daha dar alandaki detaylara odaklanır; sistemlerin diğer sistemlerle ilişkileri gözlemlenemez olur.
123. Analiz: Çelik Çekirdek ya da Çelik Örümcek -17.11.2010-
Herhangi bir örtülü gerçek ile bu örtülü gerçekten yansıyanlar arasındaki birebir eşleme, yansımaları analiz edenlerin ilgili gerçeğe dair muktesabâtına ve zihinsel işletim sisteminin analitik yapısına sıkı sıkıya bağlıdır. Bununla birlikte yansıma analizcilerinin karşılaşacakları birkaç problem daha vardır. Manipülasyonlar ve örtülü gerçekten çıkar elde edenlerin ürettiği hukukî, meslekî ve psikososyal engeller.
Merak burgularıyla dürttükleri örtülü gerçeğe yaklaşırken söz konusu problemlerin hemen hepsi, analizcilerin algılarını saptırmak, irâdî seçiciliklerini azaltmak ve böylece gerçeğe yaklaştıklarını sanmalarını sağlamak gibi sonuca doğrudan ve dolaylı olarak etki eden bir yapıya sahiptirler. Özellikle sarmal gizli yapılar, kökleri tarihin derinliklerine kadar uzanan ezoterik çıkar mekanizmaları, kurdukları çok katmanlı güvenlik alanlarına yaklaşılmasına izin vermemek için ölümlü müdahaleleri sıklıkla kullanırlar. Güvenlik önlemlerine rağmen örtülü gerçeğe yaklaşan analizci öldürülür. Bu son, gizli sarmal yapıların yetkisiz olduğu alanlarına merak salan sistem içi üyeler için de değişmez.
Merak burgularıyla dürttükleri örtülü gerçeğe yaklaşırken söz konusu problemlerin hemen hepsi, analizcilerin algılarını saptırmak, irâdî seçiciliklerini azaltmak ve böylece gerçeğe yaklaştıklarını sanmalarını sağlamak gibi sonuca doğrudan ve dolaylı olarak etki eden bir yapıya sahiptirler. Özellikle sarmal gizli yapılar, kökleri tarihin derinliklerine kadar uzanan ezoterik çıkar mekanizmaları, kurdukları çok katmanlı güvenlik alanlarına yaklaşılmasına izin vermemek için ölümlü müdahaleleri sıklıkla kullanırlar. Güvenlik önlemlerine rağmen örtülü gerçeğe yaklaşan analizci öldürülür. Bu son, gizli sarmal yapıların yetkisiz olduğu alanlarına merak salan sistem içi üyeler için de değişmez.
122. Analiz: Medeniyetler Savaşı’na Giden Yolda Nasreddin Hoca’nın Çocuklarına Karşı Stratejik Bir Hamle; Füze Kalkanı Projesi -12.11.2010-
“Bu planlama beni Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi cephe ülkesi haline getirmemelidir.” Ahmet Davutoğlu, TC Dışişleri Bakanı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Kasım 2010
Dünya’nın topyekûn yeni bir kanlı savaşa sürüklendiğinden endişelendiğimi ve adı Medeniyetler Savaşı olacak olan bu savaşın somut olarak da başladığını söylersem kehanetle suçlanır mıyım, bilmiyorum. Fakat belirtiler, yaşlı yerkürenin tüm kılcal damarlarına kadar sinmiş bulunan bu savaşın büyük adımlarının atılmaya başlandığını düşünmeme neden oluyor.
…
Güney Kore'nin başkenti Seul'de düzenlenen ve iki gün(10-12 Kasım 2010) süren G-20 Liderler Zirvesi'nde, COEX Kongre Merkezi’nin koridorları, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Lavrov’un ‘Dünya’da soğuk savaşın sona erdiğini’ belirten ifadeleriyle yankılanırken, Dünya’nın Merkezi (Spesifik ilişki: Nasreddin Hoca Teoremi)’nde bir insanın zihni, kaotik yerküre konseptinin, savaşan yerküre konseptine dönüştürülmüş olduğunu fark ettiğini sanıyordu. Kuşkusuz Lavrov’un sona erdiğini söylediği süreç, soğuktan sıcağa geçişin temel tabanına atıflarda bulunmuyordu. Lavrov, daha özel bir şey söylüyordu; Rusya Federasyonu ile NATO arasında her an sıcak savaşa dönüşebilecek olan soğuk savaşın artık sona erdiğinden, Hıristiyan Dünyası’nın bütünleştiğinden bahsediyordu.
Dünya’nın topyekûn yeni bir kanlı savaşa sürüklendiğinden endişelendiğimi ve adı Medeniyetler Savaşı olacak olan bu savaşın somut olarak da başladığını söylersem kehanetle suçlanır mıyım, bilmiyorum. Fakat belirtiler, yaşlı yerkürenin tüm kılcal damarlarına kadar sinmiş bulunan bu savaşın büyük adımlarının atılmaya başlandığını düşünmeme neden oluyor.
…
Güney Kore'nin başkenti Seul'de düzenlenen ve iki gün(10-12 Kasım 2010) süren G-20 Liderler Zirvesi'nde, COEX Kongre Merkezi’nin koridorları, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Lavrov’un ‘Dünya’da soğuk savaşın sona erdiğini’ belirten ifadeleriyle yankılanırken, Dünya’nın Merkezi (Spesifik ilişki: Nasreddin Hoca Teoremi)’nde bir insanın zihni, kaotik yerküre konseptinin, savaşan yerküre konseptine dönüştürülmüş olduğunu fark ettiğini sanıyordu. Kuşkusuz Lavrov’un sona erdiğini söylediği süreç, soğuktan sıcağa geçişin temel tabanına atıflarda bulunmuyordu. Lavrov, daha özel bir şey söylüyordu; Rusya Federasyonu ile NATO arasında her an sıcak savaşa dönüşebilecek olan soğuk savaşın artık sona erdiğinden, Hıristiyan Dünyası’nın bütünleştiğinden bahsediyordu.
121. Analiz: Masonik Oyun Sürüyor : "The Game in Progress" -28.10.2010-
“Türkiye, Londra ile Pekin’in tam ortasındadır.” Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan, Ankara Lojistik Üssü ve Gümrük İdarî Birimleri Açılışı, 15.10.2010
Türkiye’nin Masonik Sorunları; Kürt Sorunu, Başörtüsü Sorunu, Füze Kalkanı, İsrail, ABD, AB, Rusya ve İran, Türkiye-Çin Stratejik İlişkileri, Gelişmiş Ülkelerde Dikey ve Yatay olarak Genişleyen Ekonomik, Sosyolojik ve Siyâsî Kriz, Avrupa’da Irkçılık
Türkiye, iç (Ekonomik, Sosyolojik, Politik) sorunlarını çözerken, dış sorunlarını da kendi oluşturduğu yeni bir düzlem ve kendi çizdiği yeni bir çerçevede çözmeye doğru ilerliyor. Füze kalkanı da bu düzleme taşınacak, çerçeveyi Türkiye belirleyecek; yeni yol haritası bu. Bu Harita’nın yapay iç ve dış sorunlarla masadan kalkması Türkiye’nin büyük geleceğini tehlikeye atacaktır.
Türkiye’nin Masonik Sorunları; Kürt Sorunu, Başörtüsü Sorunu, Füze Kalkanı, İsrail, ABD, AB, Rusya ve İran, Türkiye-Çin Stratejik İlişkileri, Gelişmiş Ülkelerde Dikey ve Yatay olarak Genişleyen Ekonomik, Sosyolojik ve Siyâsî Kriz, Avrupa’da Irkçılık
Türkiye, iç (Ekonomik, Sosyolojik, Politik) sorunlarını çözerken, dış sorunlarını da kendi oluşturduğu yeni bir düzlem ve kendi çizdiği yeni bir çerçevede çözmeye doğru ilerliyor. Füze kalkanı da bu düzleme taşınacak, çerçeveyi Türkiye belirleyecek; yeni yol haritası bu. Bu Harita’nın yapay iç ve dış sorunlarla masadan kalkması Türkiye’nin büyük geleceğini tehlikeye atacaktır.
120. Analiz: Haliç’te Simon Avı -06.10.2010-
"İnsan güvendiği, sevdiği, sonuna kadar inandığı insanlara bile bir örgüt içine girdiği zaman her türlü kötülüğü yapabiliyor." Hanefi Avcı, Emniyet Müdürü
Hanefi Avcı, klasik istihbaratçı alışkanlığıyla ürettiği kodu, ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar’ı, yazdığı kitabında ad olarak kullandı. Hiç şüphesiz bu kod, başarılı bir analiz-sentez-tez ürünü. Ünlü İngiliz casusu Ian Fleming’in James Bond serilerinde kullandığı adlardan bazıları ’İnsan İki Kere Yaşar, Ölümsüz Elmaslar, Yaşayan Gün Işıkları’. Avcı’nın analitik düşünce sistemindeki uzmanlığına hayran (!) olmamak mümkün değil.
…
Aslı çıktıktan bir hafta sonra (20 ve 27 Ağustos 2010) kitabın korsanının piyasaya sürüldüğünü yine yazardan ve yayınevinden duyduk. Raflar henüz kitabın aslıyla tanışmadan, kaldırımlar ve üstgeçit altları Haliç’te Yaşayan Simonlar’ı yok sattı. Kitap dağıtım ağının Türkiye’de ne kadar hızlı(!) çalıştığına şahit olanlar için bu durum asla normal değildi. Normal değildi,çünkü; Hanefi Avcı 26 Ağustos’ta NTV’de Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır’la mülakâtında bazı arkadaşlarının kitabın geciktiğinden bahisle, kitabı son hâline getirmeden gönderdiğini söylüyordu. Acelenin sebebi 12 Eylül Referandumu öncesinde bir korku anaforu oluşturabilmekti. Plan başarıya ulaştı. Kitap, 'Hayır' oylarının artmasında etkili oldu.
119. Analiz: 12 Eylül 2010 Referandumu, İktidar Partisi'nin Onurunu Korudu -16.09.2010-
17 Şubat 2010 tarihinde yazılan aşağıdaki yazı, 12 Eylül 2010 Referandumuna sunulan Anayasal değişikliklerin %58 Evet oyu ile onaylanması sonrasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın 13 Eylül 2010'da, "Yargıçlar olarak hukuk devletini ve yargıçların bağımsızlığını Anayasa değişse dahi, yasalar değişse dahi korumak azmindeyiz. Bunu engellemek mümkün değildir. Çünkü yargı organı halkın temsilcisidir. Halkı temsilen bu görevini yapmaktadır. Halkımız müsterih olsun. Biz, hukuk devletini gerçekleştireceğiz. Yargıçların bağımsız ve tarafsız olmasını da sağlayacağız." şeklindeki beyânatının taşıdığı anlam bakımından daha fazla değer kazanmaktadır.
...
Başsavcı'nın, geçmiş kurumsal/elitist kazanımların korunması adına Anayasa'yı ihlâl etmeyi bir hedef olarak seçtiği bu konuşması, İktidar Partisi'nin yüksek mahkemelerdeki yapısal değişikliği geciktirmesinin halkın iradesi üzerine ipotek koyanları ne kadar cesaretlendirdiğini göstermektedir. Doğal olarak, referandum hazırlık safhaları ve sonuçları itibarı ile İktidar Partisi'nin onurunu korumuştur. Atlatılan tehlikenin büyüklüğünü geçmiş tarihli yazıyı okuyarak yeniden değerlendirmek zamanıdır.
118. Analiz: Referandum(*) ve Cesaret - Azınlık İktidarına Son -19.08.2010-
Türkiye'de Referandum, Demokratik Refleksler, Fotoğrafik Referandumlar, İlk Demokratik Referandumlar, Turgut Özal, Cesaret ve Yenilgi, Kayıp Yıllar, Toplumsal Başkaldırı, Eskimiş Siyasi Aktörlerin Tasfiyesi, Askerin Dize Gelişi, Statüko Sahibi CHP ve Referandum
“Yargı birilerinin arka bahçesi olmayacak!” Recep Tayyip Erdoğan, TC. Başbakanı, Kocaeli Mitingi, 18.08.2010
Türkiye yeni bir halkoylamasına/ referanduma, oylamaya sunulan hukukî metinleri yeterince tartışamadan giriyor. Buna karşılık televizyonların sık sık yaptığı halk röportajlarına yansıyan durum ise daha farklı; iktidarın ürettiği hizmet yelpazesinden memnun olan kesim ile bu hizmetleri aldığı halde, salt hizip kaygısından, iktidar partisine karşı duyulan ideolojik karşıtlık hissinden güç bulan kesim arasında ciddî boyutlara ulaşan tartışmalar mevcut. Yapılacak oylama, hukukî metin üzerindeki tartışmalardan beslenmediği için neredeyse İktidar Partisi’nin güven oylamasına dönüşmüş durumda.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)