81. Analiz: Kaynak-Keşif Algoritmalarında İlerleyen Çığ: Bilgi -19.02.2009


"Bilgi herhangi bir insana topyekun olarak verilmiş değildir. İlk insan'ı ve son elçi'yi analizin kapsamında değerlendirmezsek, bilginin yerkürenin ömrü ve insanın varoluşu süresince yaşadığı keşif seyri, bize ardışık buluşlar dizini olarak görünecektir..."
...
Herhangi bir bilgi avcısı kendisinden önceki "doğru" tesbit edilmiş ve kanıtlanmış kanunları/yasaları bilmeye mahkumdur; aksi halde yapacağı herhangi bir keşfin kanıtlanabilirliği mümkün olmayacak ve yeni "doğru" sonuçlara ulaşmak imkansız olacaktır. Buna bağlı olarak,bilgi'nin herhangi bir insanın hakimiyet alanında olamayacağını görmüş olmamız gerekir. Zaten bunun böyle olduğu bilinmektedir...

...
Vurgulamak istediğimiz temel şey, binlerce bilgi avcısının evreni ve insanı anlamak adına yapageldiği çalışmaların hepsinin sonuçlarına bakarak değerlendirme yapmak zorunda olan modern çağın insanına, bilindiği sanılan hangi bilginin gerçeğe yakın olduğunu anlatabilmektir. Kuşkusuz insanın keşfettiğini düşündüğü bilgiler, evrenin ve varoluşun temel yasalarını tam olarak yansıtma gücünden yoksundur. Az önce belirtildiği gibi, tam yansımadan söz edebilmek için bilginin tümüne vakıf olan bir insan var olmak zorundadır. Her bilgi avcısı farklı bilgi birikimine ve bilhassa içsel/dışsal ön koşullara sahip olduğundan söz edilen anlamda bütünlük arz eden sonuçlara "insan"ın kendi başına ulaşması imkansızdır ve doğal olarak da gerçeğin insanca bilinen bilgilerle insan idrâkına tam olarak yansımasından söz edilemez...
...
Modern çağ, önceki çağlara göre daha katı olan bilimsel bilginin kabul çerçevesinden ve iletişimin gücünden yararlanan ve göreliliği kavramış bulunan bilgi insanını, evrensel gerçeğin yakınlarına ulaştırmaktadır. Önceki çağlarda çoğunlukla ön koşullarla insanlık hafızasında depolanan bol kusurlu bilgi, şimdi ön koşulları önemsemeyen bilgi avcılarının ürünü olmakta ve bu yeni bilginin kusurları azalmaktadır. Kusurlar azaldıkça da bilgi, evrensel gerçeğin yansımasına aracılık edebilmektedir...
...
Yaratıcı, son elçisiyle evrensel gerçeğe ait kesin bilgileri göndermiştir; ancak önkoşullar, insanın evrensel gerçeğin yansımalarını görmelerine engel olmuşsa da, insanın bilgiye olan ilgisi ön koşulların istenmeden de olsa ortadan kalmasını sağlamıştır. Son mesajı anlayabilmek için, insanın bugüne kadar keşfettiği ve bugünden sonra keşfedeceği bilgilerin tümüne vakıf olmak gereklidir. Bu sav, keşfe konu olan bilinen bilgi için kanıtlanmış örneklerle rahatlıkla desteklenebilir. Keşfedilecek bilginin verecekleri keşfedilmiş olan bilginin verdikleri gibi olacaktır. Bugün son ilahiîmesaj dünden daha iyi kavranabiliyorsa ve kavramak bir ödülse insan bu ödülü keşfettiği bilginin gerçeğe yakın olmasına borçludur...
...
Muhakkak ki; bir tek insan, bilinen bilginin tümüne hâiz olamaz; ama bilinen bilginin tesbit edilen sonuçları insanlığı topluca gerçeğe yönlendirecektir. İnsan biliyorsa, bildikleri onu gerçeğe yakına götürmeli,i nkardan uzaklaştırmalıdır. Bundan ötesi iblis'e hizmet eder.

Seçkin Deniz